Ekinci Köyü'nde bir bayram havası: Servas Barış Okulu

Aynur Tekin atekin@gazeteduvar.com.tr 30 Temmuz 2017

9 yıl içerisinde Meksika, Belçika, Avusturalya, Kanada, Mısır ve İran gibi pek çok ülkeden ve Türkiye’nin farklı yerlerinden gelen gönüllüler, köy sakinlerinin evinde konaklıyor. Mehmet Ateş, bu durumun hem köy sakinleri hem de gönüllüler tarafından önemsendiğini ifade ediyor ve şöyle diyor: “Gönüllerin yerli ailelerle beraber kalması, ailelerin ufkunu genişletiyor. Aileler, farklılıklara ve yeniliklere daha açık hale geldiler. Kendi çocuklarının özgürlük alanlarını genişlettiler. Köy halkı bir yandan yerelin ve Antakya’nın zenginliklerini gelen misafirlerle paylaşırken diğer bir yandan kendi kültürleri hakkında bir farkındalık oluşturuyor.”
PARA GEÇMİYOR


Yurt dışından gelen gönüllüler, ilk etkinliklerine barış sözcüğünün kendi dillerindeki karşılığını öğreterek başlıyor. Çocuklar 10’a yakın dilde barış yazabiliyor. Ateş, erken yaşlarda çok kültürlü bir ortamda bulunmanın çocukların bakış açısını değiştirdiğini belirtiyor: “Farklılıkları sevmeyi, onları oldukları gibi kabul etmeyi ve toleransı öğrendiler. Çocuklar farklı ülkelerin sanatını, coğrafyasını, danslarını, dillerini, kıyafetlerini ve filmlerini tanıdılar. Gelen gönüllülerle yemekler pişirdiler ve oyuncaklar tasarladılar.”
DÜNÜN ÇOCUKLARI BUGÜNÜN TERCÜMANLARI
Okulun öne çıkan özelliklerinden biri de sürdürülebilir olması. En basitinden 9 yıl önce okulun faydalanıcısı olan çocuklar, şu sıralar aynı okul için gönüllü tercümanlık yapıyor. Okul sayesinde yabancı dillere aşina olan çocuklar, bu beceriyi zamanla geliştirmiş ve üniversitede dil bölümünü seçmiş. “Bahçede, sokakta ve doğanın her yerinde hayat bulan Servas Barış Okulu köyde ve çocukların hayalinde dünya vatandaşlığı fikrini geliştirdi” diyen Ateş, hem çocukların hem de ailelerinin sınır fikrini sorgulamaya başladığını söylüyor. Ateş, “Ayrıca yurt dışından ve içinden gelen gönüllüler de köyün ve Antakya’nın kadim ve çok kültürlü halini tanıdılar ve farklılıklarla beraber yaşamanın bu memlekette ne kadar kadim olduğunu gördüler” diyor.
ANTAKYA’DAN KOLOMBİYA’YA BARIŞ
Okulun en büyük hedefi, farklı coğrafyalara yayılmak ve dünya barışı için yeni projeler üretmek. Hedefin ilk adımını, geçen yılın gönüllülerinden Kolombiyalı Ana Maria gerçekleştirmiş. Ana, Ekinci köyünden aldığı ilhamı kendi ülkesine götürmüş ve çocukları bir barış okulu etrafında toplamış.
‘YENİ SİNEMACILAR GELİYOR’
Bu sene özelinde okulun en üretken etkinliklerinden biri de tam 14 kısa filmin çekildiği sinema atölyesi olmuş. Atölyeyi düzenleyen Hazal Orhon, Ömer Faruk Güler ve Evrim İnci

Okula gelen gönüllüler, yalnızca bir şey öğreten konumunda değil. Daha çok süreci paylaşmak ve birlikte öğrenmekten yanalar. Hazal Orhon, tam da bu sebeple birlikte üretmekten ilham alanlardan: “Bir sene boyunca kalbimin bir parçası hep orada yaşadı. Çocuklara ve köye çok bağlandım. Evime gidiyormuş gibi hissettim. Sokağa çıkıyorum yürümeye herkese selam veriyorum, sanki kendi mahallemdeymişim gibi. Çok ilham veren bir şey. Ben iki yıldır gözlerim dolu dolu ayrılıyorum köyden ve bir sonraki seneyi iple çekiyorum. Çok şey öğreniyorum, birlikte üretiyoruz. Fikirle dolup taşıp öyle geliyorum.”