Yerelde Evrensel
bir Eğitim Modeli; Servas Barış Okulu
Deneyim
paylaşımı…
Mehmet Ateş,
Koordinator
Antakya, 2019
Nasıl Bir Okul?
Barış Okulu hayat bilgisi ve kültürüdür. Dünyanın bilgi ve kültür
birikimini köye taşımayı amaçlayan ve bunu yaparken barış duygularını büyütmeyi
arzu eden bir okuldur. Aynı anda Antakya’nın kendine özgü kültürel
çeşitliliğini ve barış içinde yaşama deneyimini dünya ile paylaşma girişimidir.

Yeri? Her yer okuldur … Sokaklar, bahçeler, zeytin tarlaları, dere yatakları,
okul bahçesi ya da evlerin içleri… Her mekan bir eğitim ve paylaşım alanıdır.

Nasıl işler? Barış Okulu tüm çocuklara ücretsizdir. Fırsat eşittir. Kayıt yoktur. Müdür de yok. Müfredat ve atölyeler gönüllülerle beraber her gün yenilenir. Ekleme ve çıkarmalar yapılır. Çocuklar Barış Okuluna isteyerek katılırlar.
Konaklama? Yurt dışından ve içinden gelen gönüllüler köyde ailelerin yanına
yerleştirilir. Buyüzden kültür ve bilgi değişimi gün boyunca aile üyelerinin hepsi ile devam eder. Bu sayede güzel düşünceler kolay filizlenir.

Kazanımlar? Bu okulda çocuklar küçük yaşta evrenselleşme sürecine giriyorlar. Farklı ülkelerden insanlarla tanışıyor, kimi zaman onlarla beraber yaşıyorlar ve yüzleri dünyaya doğru dönüyor. Aynı anda yerel kültür ve bilgi birikimini de bu okulda öğreniyorlar. 11 yıl içinde İngilizce öğretmeni sayısında büyük artış oldu. Bu okulda büyüyen çocuklar şimdi aynı yerde gönüllü olarak çalışıyorlar. Müzik, resim, sinema, drama ve başka alanlara ciddi bir artış oldu. Aileler daha açık hale geldi. Çocuklarının yurt içi ve dışına çıkmaları konusunda korkuları azaldı. Köyden gönüllülerin yurt dışına seyahatleri arttı. Ve en önemlisi hayaller büyüdü. Her şeyin mümkün olabileceği fikri serpildi…
Tarihleri? Her sene 03-23 Temmuz arası.

Bu sene 110 çocuk ve 25 gönüllü ile hayata geçirdik 11 yaşındaki Barış Okulunu. En yaşlı ve en dinamik gönüllümüz 71 yaşındaki İtalya’dan Rosa ve en genç gönüllümüz ise bu okulda büyüyen 15 yaşında Naz idi. Sabah çemberi ile başladık her gün. Çemberde 4 yaşında çocuk da vardı 15 yaşında da. Dünya dillerinde selamladık birbirimizi. Köyün anadili Arapça ile... Sonra Türkçe, İtalyanca, İngilizce, Almanca ve diğer dillerde… Bahçelerde ısınma oyunları ile koştuk, coştuk, sarıldık ve kahkahalar komşuları uyandırdı. Kızmadılar. Çocukları erkenden uyanıp Barış Okuluna gelmeye iten bir dürtü vardı. Normal okul zamanlarında olmayan… Ahmet ve Nehir’in annesi Selda; “Bu okul başladığında çocuklara can geliyor. Heyecan doluyorlar. Kendi başlarına erkenden kalkıyorlar.” Diye şaşkınlığını ifade ediyor.



Okulun başka bir tarafında çok dilli koronun kuş cıvıltısı çocuk sesleri sokağa neşe verdi. Kısa film çekti çocuklar. Kendi başlarına. Yaklaşık 300 ailenin katıldığı Barış Okulu gecesinde çıkan tüm ürünleri paylaştık. Ailelerin yüzlerinde tebessüm ve gurur belirdi… Gönüllülerde değerli bir işi yapmanın haklı gururu ve özgüven hissi…




Gönüllüler hayalini kurdukları dünya için bir şeyler yapmanın mutluluğu içinde idi. Birbirlerinden ve çocuklardan çok şey öğrendiler. Birlikte çalışmanın ve güzelleştirmenin tadını aldılar. Aynı anda birlikte kaldıkları aileler ile yaşadıkları dostluk, sıra dışı yaşam deneyimi, sevgi ve kültür paylaşımı Barış Okulunu hayatlarının özel bir bölümü haline getirdi. İlk gönüllü deneyimini yaşayan üniversite öğrencisi Ilgın ayrılırken gözleri yaşlı ve ona sarılmış çocukları teselli ederken duygularını paylaştı; “Kendi sınırlarımı aşmayı, kabuğumdan çıkmayı, başka yüreklere dokunmayı öğrendim burada”. 25 yıllık resim öğretmeni Tülin acemi bir öğretmen heyecanı ile; “Bu deneyimden tüm dünyayı ilgilendiren çıkarımlar yaptım. Öğrenmek ve öğretmek hepimizin ödevi olmalı. Güzel bir dünya için. Her yaştan her ırktan insan bu deneyimi yaşamalı. Kendimi çok şanslı hissediyorum” diye anlatıyor. Yüreklerinde adil, güzel ve barış dolu bir dünya özlemi olan insanlar geliyor Barış Okuluna. Ve çocuklarla bu değerleri paylaşınca ödevlerini yapmanın tatmini ve huzuru doluyor içlerine. Bunlardan birisi üniversite hocası Pınar idi. Pınar heyecanla anlattı; “Küçük yürekler açıktılar. Bilgileri almaya, uygulamaya ve eğlenmeye hazırdılar. Küçük yüreklerde fark yaratabildiğimi gördüm”. Bilgi ile beslenmeyi hayat felsefesi haline getirmiş olan köyden üniversiteli Burçin; “En kıymetli şeyin paylaşmak olduğunu öğrendim. Gerçek gönüllüğü deneyimledim. Çok şey öğrendim çok şey öğrettim”. diye ifade ediyor. Hayata yeni başlayan genç bir kadın enerjisi ile italya’dan Rosa anlatıyor; “Burada çok güzel bir deneyim yaşadım. Farklı bir ülke, kültür, insanlar ve çocuklar görmek ilginç oldu. Çocuklar çok meraklı, açık fikirli, barışı ve dayanışmayı öğreniyorlar. İtalya’da bunları anlatacağım”. Rosa yaşam



Servas Türkiye Barış Sekreteri, Şermin de gönüllülerden biri idi. Dramayı da kullanarak cinsler arasında eşitlik üzerine çocuklarla ilginç bir atölye çalışması yaptı. Şermin atölyeyi yaparken ve duygularını anlatırken heyecanlı idi; "Barış Okulu benim için ilginç bir deneyim idi. Çocuklar buraya öğrenmeye ve gelişmeye geliyorlar. Ev sahibi, Sinem, 3 çocuğu ile beraber çok nazik, açık fikirli ve konukseverdi. Bu okul çocuklar, aileler ve bütün köyün gelişimi için çok önemli bir şans. Bu okulu Türkiye'nin ve dünyanın farklı yerlerine taşımak iyi bir fikir olabilir".


Yaşlı ve genç çamların arasındaki okul bahçesinde, kimi zaman ise sokakta yerlere oturmuş ya da uzanmış öbek öbek çocuğun mitoloji, Mısır, Kolombiya, Fas, cinsiyet eşitliği, çocuk hakları, dünya barışı, bitki özlerinden parfüm yapma, İtalyanca, Arapça, İngilizce dinlerken ve tartışırken izlemek tatlı bir tebessüm yaratıyor. Kamıştan yaptıkları zurnaların çıkardığı müziği dinlemek ve her sene olduğu gibi köyün iyi görünen bir duvarına Barış temalı resimler çizilirken izlemek Barış okuluna ve barışa inancı arttırıyor.




Gönüllülerle yapılan Antakya gezilerde Antakya’nın çok kültürlülüğünü, eskiye dayanan barış geleneğini ve Barış Okuluna ilham oluşunu konuştuk. Kentin belleğinde önemli yer tutan camileri, kiliseleri, havrayı, ziyaretleri, müzeyi, kadim çarşısını ve Antakya sokaklarını gezdik. Kimi zaman Haytalı tatlısı, kimi zaman Künefe ve kağıt kebabı için mola veriyoruz kimi zaman da Habibi Neccar
dağına, Antakya kalesine bakan eski Handa acı süvari kahvesi içtik. Gezi süresince gönüllüler arasında bilgi deneyim paylaşımı yaşanıyor, bağ gelişiyor ve ömürlük dostluklar gelişiyor.

Mehmet Ateş,
3aydiy-ekinci, Antakya

Harika bir deneyimdi. Küçücük yüreklerde minik değişiklikler yapabildiğimizi görmek güzeldi.
YanıtlaSilEksik olmayınız. Eminim sizler de bizimle aynı yolda yürüyorsunuz...
YanıtlaSil